2 Şubat 2017

BİYSK: ALTAY DAĞLARINA AÇILAN KAPI


Biysk, Güney Sibirya'da "Altay Dağları'na Açılan Kapı" olarak adlandırılan, bölgenin ikinci en büyük ama nihayetinde küçük, sessiz, adeta kaderine terkedilmiş bir şehir.

Bölgenin turistleri çeken en büyük özelliği olan hırçın doğaya ulaşmak üzere geçilmesi gereken şehirlerden biri olması dışında, aslında geleni gideni de pek olmayan bir kent.

Belki de o nedenledir, yangınlarla ve yılların getirdiği yıpranmayla viraneye dönmüş ama görkemli bir geçmişin izini halen taşıyan binalar bir türlü renove edilmemiş, eski ihtişamlarından mahrum bırakılmış.

                 




Şehrin en büyük parkındaki 1. Petro heykeli, turistlerin ilk durağı. Hükümdarın 2.05'lik boyuna uygun, azametli bir heykel bu. 


Az sayıdaki turistin ikinci durağı ise, mavili, beyazlı, altın yaldızlı soğan kubbeleriyle Uspenski Katedrali. 111 senelik bu katedral Hazreti İsa'yı sembolize eden üzüm ve asma desenleriyle bezenmiş. Katı dini kuralların uygulandığı bu katedrale, kadınlar başını kapatmadan, erkekler ise başını açmadan giremiyor. Avlusunda bile yüksek sesle konuşmaya izin verilmiyor. 



Şehrin en son turistik destinasyonu ise Biysk Bölge Müzesi. Biraz "ortaya karışık" bir müze aslında: şamanizmden 19. yüzyıl sonları dekorasyon öğelerine, bölgesel mimariden balballara ve kaya resimlerine, ne isterseniz var bu müzede. Ama zaten adı da "bölge" müzesi olduğundan, bölgeye dair herşeyi bu müzede bulmak o kadar da garip karşılanmamalı. Tabii, her açıklama Rusça olduğundan, mutlaka bir rehber eşliğinde gezilmeli, tabii Rusça biliyorsanız, o başka... 




Az sayıdaki turiste rağmen, bu küçük şehirde gerek dekorasyonu, gerek hizmet anlayışı, gerekse modern dokunuşlar içeren yöresel yemekleriyle turistlere gayet güzel hitap eden bir restoran var: Na Starom Meste. Orada da şöyle güzel, keyifli bir yemek yediniz mi, tamam!! Biysk gezisi sona ermiş demektir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder