8 Mart 2014

URFA: PEYGAMBERLER ŞEHRİ


Hazreti İbrahim'den Hazreti Eyyüb'e onlarca efsaneye mekan olan Urfa, boşuna peygamberler şehri diye anılmıyor. Günümüzde başta Göbeklitepe olmak üzere, birçok önemli tarihi esere ev sahipliği yapan kent, yine de hak ettiği ölçüde turizmden nasibini almışa benzemiyor maalesef...


Urfa'da nereler gezilir?

Göbeklitepe keşfedildiğinden bu yana, yabancı turistler de bu coğrafyaya, az sayıda da olsa, yeniden gelmeye başladı. Biz ziyaret ettiğimizde, henüz kazıların çok başı olduğu için Göbeklitepe henüz kültür turizmi için herhangi bir altyapı içermiyordu. Etrafta ne bir bilgilendirici yazı, ne de adamakıllı bir koruma vardı.












Cilalı Taş Devri'nden kalan ve dünyanın en eski dinsel yapılar topluluğunu içermesi suretiyle, keşfi sonucunda tüm tarih biliminin söylemini değiştirmesine sebebiyet veren bu höyük, Urfa'ya gelmişken eğer zamanınız çok kısıtlı ise, görmeniz gereken tek öncelikli mekan...





Şehir merkezindeki yan yana konumlanmış olan Ayn Zeliha Gölü, Balıklı Göl ve Yeni Mevlid-i Halil Camii, ünlü Hazreti İbrahim efsanesine konu mekanlar olarak, şehre gelmiş her ziyaretçinin gezi listesinde yer alıyor. Urfalılar da tatil günlerinde bu mekanları bir mesire yeri gibi kullanıyor, geziyorlar.






Şehrin 44 kilometre uzağındaki Harran ise, mutlaka görülmesi gereken bir başka mekan. Dünyanın ilk üniversitesinin kurulduğu, Atina ile birlikte eski dünyanın en önemli bilim merkezlerinden biri sayılan bu kadim yerleşim bölgesi, Arap kökenli vatandaşların yaşadığı ve dolayısıyla Arap kültürünün baskın olduğu bir coğrafya.





Bölgedeki GAP projesi sonrasında, eski kuraklık yerini verimli ovalara bırakmış olsa da, buraya yine de kuru toprak rengi hakim. 8. yüzyıldan kalan Ulu Camii ve külah kubbeleriyle günümüzde de kullanılan ünlü Harran evleri turistleri buraya çeken en önemli etkenler. Tipik bir Harran evinde turistler için kurulmuş olan mekanda, bir kahve, çay içmek, yöresel giysiler giyip fotoğraf çektirmek buraya ayak basanların adeta olmazsa olmazları...









Urfa çarşısı da, Anadolu şehirleri içinde belki de en renkli, en hareketli çarşılardan biri: rengarenk kumaşlardan, baharatlara, terzilerden, marangozlara ne ararsanız, kimi ararsanız burada... Bu canlı dünyada renkler, sesler, kokular birbirine girmiş, gezenleri gerçekten büyülüyor...






Urfa'da neler yenir?

Eğer yöresel tatları ve alışkanlıkları denemek istiyorsanız, sabah kahvaltıda bol soğanlı ciğer yiyerek güne başlayabilirsiniz. Şehir merkezinde her köşede ciğerciler sabahın en erken saatlerinden itibaren açık, müşteri bekliyor.







Tabii ki kebap, bu şehrin vazgeçilmezi. Urfa Kalesi manzarasına nazır Çardaklı Köşk Lokantası hem binası, hem yemekleri ile güzel bir tercih olabilir. Lebeniye çorbası ile başlayıp patlıcanlı kebapla devam edecek menüyü künefe ve ardından da mırra ile tamamlayabilirsiniz.









Urfa'ya gelmişken, mutlaka bir sıra gecesine de katılmakta fayda var. Şehir merkezindeki Narlıev'de, çiğ köftenin önünüzde yoğrulduğu, "yamuk"tan "şıllık tatlısı"na adını muhtemelen ilk kez duyacağınız bir çok yemeğin sunulduğu ve gecenin davul zurna eşliğinde halay çekerek sona erdiği unutulmaz bir sıra gecesi deneyimi yaşayabilirsiniz. 





Urfa'da nerede kalınır?


Urfa'da Hilton'dan Dedeman'a bir çok modern otel mevcut. Ama bizim gibi, gidilen şehirde yöresellik içeren bir mekanda konaklamayı tercih ediyorsanız gözüm kapalı önereceğim tek bir adres var: Manici Urfa... Balıklı Göl'e 2 dakika yürüme mesafesinde, yani şehrin merkezindeki bu otel adeta bir vaha. Bir otelde aranacak her türlü konforu, otantik bir dekorasyonla ve çok güleryüzlü bir hizmetle sunan Manici Urfa, sadece bu otelde bir kez daha kalmak için Urfa'ya yeniden gelmeyi düşündürtecek kadar etkileyici.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder