21 Mayıs 2012

KUTNA HORA: KEMİKLİ KİLİSESİ İLE ÜNLÜ ORTAÇAĞ KENTİ





Kutna Hora, Prag'dan sadece 70 kilometre uzaklıkta, ortaçağ görünümünü büyük ölçüde korumayı başarmış küçük bir kent. Alamet-i farikası ise Kemikli Kilisesi...


Prag'dan araç kiralayarak ya da şehirler arası otobüsle çok rahatlıkla ulaşılabilen bu şehir, aslında 13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Pragla birlikte bu bölgenin en önde gelen ekonomik, kültürel ve politik merkeziymiş. Kutna Hora'yı böyle güçlü kılan ise, o dönemde tüm Avrupa'nın gümüş tedariğini sağlayan gümüş madenleri kadar, aynı zamanda dönemin ticaret yollarının kesişme noktasında yer almasıymış. Bugünse kent, 1995 itibariyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmiş olması sayesinde, daha ziyade turizmle yaşamını sürdürüyor. 


Şehirde ziyaret edilecek mekanların en ünlüsü "Kemikli Kilise" Kostnice: yılda 200.000'in üzerinde turistin ziyaret ettiği bu şapelin özelliği, adından da anlaşılabileceği gibi tüm dekorasyonunun insan kemikleriyle yapılmış olması.






Gerçekten de korku filmi stüdyosu görünümündeki bu kilisede avizelerden duvarlara kadar tüm dekorasyonda, insan kemikleri kullanılmış. Bu kemiklerle ilgili çeşitli rivayetler dolaşmaktaysa da, gerçek hikaye şu şekilde:








14. yüzyıl ortasında veba yüzünden ve 15. yüzyıl başında da Bohemya Savaşları'nda çok sayıda kişi yaşamını kaybediyor, mezarlık alanları genişletilmek zorunda kalıyor ama sonunda mezarlıkta yer kalmayınca, 1703 yılı itibariyle, mezarların açılarak, kemiklerin bu kilisenin parçası olduğu manastırda üst üste yığılmasına karar veriliyor. 1870'te ise, söz konusu kemiklerin bugünkü şapelin dekorasyonunda kullanılmasına karar veriliyor ve ortaya işte bu ürkütücü ve bir o kadar da merak uyandırıcı mekan çıkıyor. Şapelin bakımlı ama bir o kadar da hüzünlü mezarlığı da ziyaretçilerin ilgisini en az kilise kadar çekiyor. 






Şehrin bir diğer önemli ziyaret merkezi, madencilerin koruyucusu olan Azize Barbara'ya adanmış olan St-Barbara Katedrali. Bu heybetli dini mekan, cizvit okulunun hemen yanına, şehre kuşbakışı bakan bir tepeye inşa edilmiş.









Yapımına gümüş madenlerinden gelen para kaynağının bol olduğu günlerde, 14. yüzyılda başlanmış ama hem yaşanan savaşlar, hem de madenlerden gelen kaynağın azalmasıyla inşaatı sekteye uğramış ve ancak 1905'te tamamlanabilmiş. Bugün katedral, madencilerin günlük yaşamlarından kesitler yansıtan freskleriyle turistlerin akınına uğramaya devam ediyor.


Katedrale yakın bir başka köşede ise, gotik dönemden aynen muhafaza edilerek kalmış olan Corpus Christi şapeli yer alıyor. Bu şapel hiçbir zaman tamamlanamamış ve uzun yıllar mezarlıklardan çıkartılan kemiklerin muhafaza edildiği bir depo görevi görmüş. Bu nedenle, bugün ziyaret edilen şapelde dört duvar dışında başka bir şey yok. Buna rağmen, bu mekan gotik mimariyi birebir sergilemesi nedeniyle özellikle mimari meraklıları için halen bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor. 






Şehrin şaşaalı dönemlerinden kalan bir başka dini mekan ise St-James Kilisesi. Bu katolik kilisesi de 14. yüzyıldan günümüze ulaşmış. Özellikle 86 metre uzunluğundaki kulesiyle şehrin her yerinden görülebiliyor. Öğleden sonraları içeriden sızan org ezgileriyle şehre bir başka çehre kazandırıyor bu kilise.











Kentin en ünlü lokantası Dacicky Restaurant. Şehrin ana meydanından uzakta olmasına rağmen, Kutna Hora'ya gelen tüm turistler adeta mıknatısla çekilmiş gibi Dacicky'ye geliyor. Ortaçağ temalı bu restoranda, ortam da menü de sizi yüzyıllar öncesine taşıyor. Servis genel olarak yavaş ama yemekler de lezzetli, ortam da hayli keyifli... Özellikle patates yemekleri pek revaçta









Kutna Hora'nın sokakları geçmişten günümüze uzanan güzellikleri halen barındırıyor. Ufak ama özene bezene yapılmış evler, sevimli dükkanlar, hiç beklenmedik anda karşınıza çıkan gotik dönemden kalan çeşmeler, Renaissance döneminden gelen heykeller... Bu kentte dolaşırken, adeta bir zaman tüneline girmiş gibi hissetmemek elde değil... Çek Cumhuriyeti'ni gezerken, seyahati Prag'la sınırlı tutmamakta ve mutlaka bu kendine has ortaçağ kentini de görmekte büyük fayda var... Sırf Kemikli Kilise için bile değer....